YERŞEKİLLERİ








1. BÖLÜM


FİZİKİ COĞRAFYA  ÖZELLİKLERİ


A) YAPI VE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ


A.1. GENEL JEOLOJİK DURUM



Araştırma yaptığım köy ve çevresinde jeolojik zamanlardan hepsine rastlanmaktadır. Bölge doğu otokton kayaları gurubu içinde ele alınır.[1] Araştırma sahası içersinde tepelik alanlardan Karınca tepesinin kuzeyinde Tersiyer, doğusunda Alt-Triyas,  batısında ise Jura-Kretase dönemlerine ait arazi bulunur. Sahada,  Çamlı tepe ve İnce tepe’nin Jura-Kretase,  batısında Alt-Triyas batısında azda olsa Üst Permiyen’e ait arazi yer alır. İnceleme sahamın tepelik alanlar dışındaki ovalık alanlarda Kuaterner dönemi arazileri mevcuttur (Şekil 1.3.) Bölgedeki bu alanları en yaşlı olandan en genç olana doğru özellikleri ile birlikte ele alalım.


A.1.a : Paleozoik :


            Yöre çevresindeki en eski tortul kayaçlar Paleozoik yaşlıdırlar.  Bu döneme ait arazi Lale tepesinin batısında azda olsa görülür. Bu kayaçlar gri,  siyah renkli;  ince-orta,  yer yer kalın tabakalı, kalın bir kireç taşı istifinden oluşur. Kendilerini küçük odacıklar halinde kristalin şişt olarak gösterirler. Kuvarsistli, silisli ve oldukça sert bir yapıya sahiptirler. İçerisinde dolomit ve kuvarsit tabaka bulunduran birim en üste, ince tabakalı ve çatlaklı bir kireç taşı ile tedrici olarak başka bir formasyona geçer.  Alğlerin bol olarak yaşadığı sığ ve sıcak bir ortamdan çökelmiş olan çeşitli fosiller bulunur. Mizza Velebitana,  Unğdarella vb. fosilleri içeren formasyon üst permiyen yaşındadır.


A.1.b Kretase (Mezosoik)


            Araştırma sahamdaki mezosoik arazi kalker fasiyeslidir. Kozan çevresinde oldukça fazladır. Genellikle mavimtrak, gri renkte olan bu kalkerler ince dokulu,    çatlaklı ve tabakalıdır. Derinlikler tahmini 250-300 metre arasındadır. Bu dönem arazileri Karınca, İnce, Çamlı ve Lale tepe’sini doğusunda ve batısında iki ayrı kuşak halinde görülür. Mezosoik oluşum olarak dönemleri farklıdır. Bu gurupları özellikleri ise şöyledir.

            Alt triyas dönemli olan formasyon Karınca tepesinin doğusunda ve İnce tepe’nin batısında bir kuşak halinde uzanır. Bu kayaçlar ise ince tabakalı, yumrulu, sarı, yeşil, gri ve mor renkli marn istifinden oluşan birim içerinden ince tabakalı, kireç taşı ve kum taşı düzeyleri ardalanmalı olarak yer alır . formasyonun üst sevilerin doğru tedricen artarak devam eden kireç tabakaları lamelli,  branchaita ve gastropoda kavkılı olup yer yer oolitiktir kum taşları ise arkozik bileşimde olup üst sevileler doğru giderek azalır. Bu formasyonda rastlanan fosiller Cychoğyra cf. Mahojeri, Endothyra cf. Kupperi vb. alt triyas (skitiyen) yaşındadır.

            Jura-Kretase dönemli olan formasyonda Karınca tepesinin büyük biri  bölümünde görülür. Alt triyas dönemli üzerinde uyumsuz olarak bulunur. Alta dolomit, ortada dolomit kireç taşı ardalanması, üstte kireç taşı ile temsil edilir. Dolomit kalın tabakalı, siyah renkli ve breşik görünümlüdür. Kireç taşı alt  seviyelerde kalın tabakalı,






Şekil.1.3. Işıklı Köyü ve Çevresinin Jeoloji Haritası




üst sevilerde ise ince-orta tabakalı yer yer masif görünümlü olup gri, siyah ve bordo renklidir. Arazide yer alan çeşitli fosilller Clypeina jurosica faur, Peseudocyelamina hadbergimanc vb. jura-kratese yaşındadır.


A.1.c  : Miosen (Tersyer)


            Araştırma yöremde Karınca tepesinin kuzeyinde tersiyer dönemine ait arazi görülmekte olup üst sistem olarak senezoiktir. Doğu otokton kayaları gurubundan tersiyer dönemli arazi kalın bir kum taşı,  marn, çamur taşı istifi ile konğlomera  ve kireçtaşı üyelerinden meydana gelmişti. Formasyonu oluşturan kaya türleri yanal ve düşey geçişlidir.

            Araştırma yöremde sadece konğlomera üyesi bulunur. Konğlomera üyesi formasyonon tabanını oluşturur. Altta köşeli, yarı köşeli, çakıl ve tabakalanmalı, üstte ise kum boyutundaki tanelerden meydana gelmiştir. Alt seviyeler tabakalanmasız, üst seviyeler ise ince – orta tabakalanmalıdır. Arazi sığ ve enerjili bir ortamda çökelmiş olup çeşitli fosiller ; Miliolidane, Clabigerina sp. Miogypsinoides sp. vb. görülür. Formasyor orta miyosen yaşındadır.


A.1.d : Kuaterner



            Araştırma yöremin ovalık alanlar IV zaman arazisi olup oldukça geniş bir alüvyal arazidir. Bu sahalar, erozyon malzemelerinin uygun topoğrafyalarda depolanarak dezeğrasyona uğraması sonucu oluşmuştur. Köşeli, çakıl, kum, mil ile dere yataklarında çökelen kum, kil, mil gibi malzemelerden meydana gelmiştir. Alüvyal tabakaların oluşumu kuzeyden güneye doğru olan alan Ceyhan Irmağına karışan Kozan Çayı ve Deli Çayın çevredeki dağ ve tepelerde taşıdıkları malzemelerin birikmesi ile oluşmuştur. Ova toprakları miosen sınırlarında kırmızı –kahverengi daha güneye doğru ise siyaha yakın bir görünüm alır.

            Çukurova genelinde eğim %2 dolayında, kuzeydeki kozan ve çevresinde ise %3 lere çıkar. Bu nedenle Çukurova’nın kuzeye uzanan bölümünde arazi nispeten güneye oranla daha iri taneli malzemelerden oluşur. Kozan ve çevresinin toprak örtüsü %67 kil, %12 kum,  %10 oranında da silt ihtiva eder. Buralarda kum oranı diğer yerlere göre daha fazladır. Çukurova’nın genelinde alüvyal tabakanın en fazla derinlik kazandığı yer Kozan’ın güneyine, yani araştırma yöreme isabet etmektedir.



A.2. JEOMORFOLOJİK ŞEKİLLER



            III. Zamanın sonlarına doğru ve IV. Zamanın başlarında araştırma saham dağ oluşumu hareketlerine yani yükselme ve alçalmalarına maruz kalmıştır. Bu hareketler sonucunda bugün; çökelen yerler ovayı yükselen yerler ise tepelik alanları oluşturmuştur (Şekil 1.4.)

 


A.2.a. Tepelik Alan



            Kozan’nın hemen kuzeyinde yer alan ve denize doğru dik uzanan bu tepelikler Toros dağlarının güneyine uzanmış, (Anti-Toros) kollarını oluşturmaktadır.Akdeniz’den 70 km kadar iç kesimlerde bulunan bu tepelik alanların eğimi % 25 dolaylarındadır.  Kozan ovası içinde yer alan bu alçak tepeliklerin yükseltisi 150 – 200 m üzerindedir.





Şekil.1.4. Işıklı Köyü ve Çevresinin Jeomorfoloji Haritası



            Yörede yer alan bu tepeler kalkerlidir.  Arazideki sivri doruklar dış kuvvetlerin etkisiyle aşınmıştır.  İnce tepe, karıca tepesi ve çamlı tepede arazi dorukları böyledir (Foto 1.3.).  Yağmur suların kalkerli zemini eritmesi sonucu tepeliklerde ve tepeliklerin (miosen) alanları ova ile birleşen kesimlerinde kırmızı renkli terra- rosa toprakları görülmektedir.  Karınca tepesinin orta kesimleri İnce,  Çamlı ve Lale tepesinin doğu ve batı yamaçları yağmur sularından dolayı çatlaklıdır.  Arazi kalkerli olduğu için yağmur sularını alt katlara geçirmektedir. 

            Tepelik alan içinde mevsimlik dereler yok denecek kadar azdır.  Bu dereler dik yamaçlı derin vadiler açamamışlardır.  Vadileri yayvandır.  Bunun nedeni ise ovaya olan mesafenin yakın olması yeteri kadar su taşımamaları ve arazinin geçirimli olmasıdır.

            Arazinin büyük bir bölümü jura – kratase ve alt triyas yaşlarında olup kalkerli bir arazi olması dolayısıyla karstik şekiller teşekkül etmiştir.  Kalkerin aşırı basınç ve sıcaklık altında kalmasından dolayı oluşan mermer taşları da bulunmaktadır.  Bundan dolayı eskiden işletilen mermer ocakları da vardır (Foto 1.4.).


A.2.b Karstik Şekiller



            Büyük bir kısmı alt – triyas ve jura – kratese kalkerlerinden ibaret olan etüd sahamdaki tepelik alanlarda karstik şekilleri görmek mümkündür.  Oldukça kalın ve kütleli olan tepeliklerde kalkerli arazi bol delikli ve çatlaklı görünüşe sahiptir.

            Yöredeki karstik alanlarda insanların yürümekte zorluk çektiği girinti ve çıkıntılar, çukurluklar ve yükseklikler vardır (Foto 1.5.).  Bu morfolojik şekle lapya adı verilir.  Lapya bütün kış devamlı düşen yağışların açtığı,  küçük çatlakların büyümesi ile oluşur.  20-30cm’lik keskin kalker çatlaklarının diplerinde terra – rossalar birikir.  Bu toprakların kırmızıya çalan renkleri vardır.

            İnceleme alanındaki bu tepelik alanlarda küçük çaplı karstik erime sonucu oluşmuş mağaralara da rastlanmaktadır.  Fakat bu mağaraların içleri göçmeler ve selinti sularıyla doldurulmuştur.  Bol çatlaklı olan kalker tabakaları lapya ve mağara gibi karstik şekillerin oluşması için gayet müsaittir.


A.2.C  Kertik Vadi



            Araştırma sahamda dönemli akarsular tarafından oluşturulan kertik vadileri çok azda olsa görmek mümkündür.  Sahada akarsular derin vadiler oluşturamamıştır.  Bunun sebebi karstik sahanın ovanın içinde yer alması ve az bir alan kaplaması nedeniyle yağmur sularının akışa geçerek bir birlik oluşturması ve arazinin bol çatlaklı ve killi olan kalker tabakaları yağmur suyunu kısa zamanda emmesi ve içine geçirmesidir.  Bu vadiler yörenin klimatolojik özelliklerine bağlı olarak yaz ve sonbahar aylarında kurumakta, kış ve ilk bahar aylarında küçük çapta faaliyete geçmektedirler.  Aktif oldukları dönemde kertik vadileri oluşturmaktadırlar.


A.2.d Ovalık Alan



            Bölgedeki ovalık alan Çukurova’nın kuzeyde son bulduğu kısmını oluşturur. Çukurova yurdumuzun en verimli ovalarından olup D-B yönünde 100 km uzunluğunda K-G yönünde ise 70 km genişliğindedir.[2] Köyün yer aldığı bu ovalık alan akarsuyun denizden yer kazanması sonucu oluşan bir delta ovası değil, akarsuyun, (Kozan ve Deliçay) uygun topoğrafya da eğimin azalmasına bağlı olarak birikme yapması sonucu oluşan alüvyal bir ovadır. Alüvyal ova kuaterner arazisi olup, arazi gayet düzgün görünümlüdür. Kozan ve Deli çayın çevredeki dağ ve tepelerden taşıdıkları kırmızı renkli materyalleri köşeli çakıl,kum, mil, kil vb. erozyon malzemelerinin uygun topoğrafya da istiflenmesi sonucu oluşmuştur.

            Araştırma yaptığım yöre Kozan’ın güneyinde K-G yönünde 5-6 km. uzunlukta, D-B yönünde (Adana ve Kadirli yolları arası) 3-4 Km. genişlikte bir alanı kapsar. Ovanın 10-20 km. kare arasındadır. Bu alüvyal ova taban suyu bakımından zengindir. Yörenin Adana ve Kadirli yolları arasındaki tepelik alanların arasındaki arazi DSİ’nin yaptığı kanallar aracılığı ile baraj suyu ile sulanmaktadır. Köy çevresindeki diğer ova arazileri sondaj kuyuları vasıtasıyla köylüler tarafından pompa ve çakma adı verilen kuyulardan traktörler ile su çıkarılarak sulanır.  Bu kuyular kişilerin özel malıdır.

            Kalker unsurlarının fazla olduğu alüvyal ova geçirimli olması nedeniyle drenaj gibi bir problemi yoktur. Toprakları verimli olup, tuzluluk oranı çok azdır. Köydeki ovalık arazinin eğimi % 3-4 arasındadır. Arazinin hemen her yerinde sulu tarım yapılmaktadır. Ovanın tatlı bir eğiminin olması sulu tarıma olumlu etkide bulunmuştur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder