YERLEŞME


2. B. YERLEŞME



2. B. 1. BÖLGENİN TARİHİ DÖNEMLERİ


“Işıklı Köyü” Kozan’ın hemen güneyinde, 3-5 km uzağında yer alır. Köy ve çevresindeki ilk yerleşmeler; Kozan Çayı üzerindeki değirmenlerin etraflarında ve Hakkı  Hoca, Çolak Hoca ve Solak Hasan Çiftliğinin etrafında görülmektedir. Şimdiki Kaleardı (Hakkı Hoca), Çolaklar (Çolak Hoca), Kabasakal (Solak Hasan) mahalleleri bu çiftliklerin etrafında gelişme göstermiştir. 1940’lı yıllarda yörüklerin kışlak amacı ile gelmeleri arazi satın alıp yavaş yavaş yerleşik hayata geçmeleri ile köy nüfusu artmıştır.Tarımın gelişmesi, bahçe tarımının yaygınlaşması ile yerleşmede ve konutlarda artışlar olmuştur.

Bölgenin tarihi dönemlerini incelersek, Kozan ve çevresi antik çağlardan bu yana yerleşmelere sahne olmuştur. İ. Ö. 2000 yılında Kozan’da, Hitit egemenliğine bağlı, “Anavarza” adlı bir idarenin olduğu bilinmektedir. Tarihi kaynaklarda Kozan “Sis”  adı altında geçmektedir. Sis ve çevresi M. Ö. XV. asırdan evvel (Hitit Federasyonu) Asurluların egemenliğindeydi. M.Ö. VI. asırda  Medler’in ve Persler’in, M.Ö. 333’te ise Büyük İskender’in eline geçmiş, onun ölümünden sonra  Selefkiler’in idaresinde bulunmuştur. Bu hanedan ile Mısır Batlamyus Hanedanı arasındaki mücadelelere sahne olmuştur. M.Ö. 66-64 yıllarında Pompeus tarafından Roma İmparatorluğuna ilhak edildikten sonra M. S. 17’de Romalılara  geçti. Bu dönemde keten dokumacılığında ileri olan kent, ticari bir merkezdi. Kozan ve çevresi 395 tarihinde Bizans İmparatorluğuna bırakılmıştır. Yedinci yüzyılda Emeviler’in eline geçmiştir. Çukurova ve çevresine ilk islam akınları 638’de başlamasına rağmen asıl fetih hareketlerine Emeviler devrinde girişilmiştir. Emevi Halifesi Abdülmelik zamanında Çukurova bölgesinin fethi ile Sis’inde islam idaresine girdiği tahmin edilmektedir. İlk Türk iskanı ise Abbasiler devrinde olmuştur.

Sis ve çevresi X. asırda Rumlar’ın, XI. asırda Selçukluların daha sonra da Haçlıların eline geçti. XVI. yy.‘da Kozan Memlüklülerce alınıp,Halep valiliğinin egemenliğine girmiştir. 1517’de Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 17.yy’da Kozan beyliği imparatorluğua baş kaldırmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. Kozan ilçesinin adı da buradan gelmektedir.1867’de Kozanoğulları’ndan alınarak Adana vilayetine bağlı bir sancak haline getirilmiştir. Ayrıca bölge Fransız işgallerine sahne olmuştur. Yöre halkı büyük bir direniş göstermiştir.cumhuriyetin ilk yıllarında 1923’te il merkezi olan Kozan, 1926’da yeniden Adana’ya bağlı ilçe merkezi haline getirilmiştir. Adana’nın en büyük ilçelerinden biridir. Işıklı Köyü’de Kozan’ın 72 köyden biridir.


2-B.2. KÖY YERLEŞMESİ



Bilindiği gibi Türkiye’nin en küçük idari birimi köydür. Köyler muhtarlar tarafından yönetilmektedir. Işıklı Köyü Kozan’ın 72 köyünden biri olup köydeki yerleşme kırsal karakterlidir. Coğrafi esaslar göze alındığında gerek nüfus gerekse fonksiyonel ve fizyonomik özellikleri yönünden daha çok devamlı yerleşme tiplerinden köy yerleşmesi sınıfına girdirebiliriz. Işıklı Köyü; Kabasakal, Karınca, Aydınlılar, Toplular, Çolaklar mahallerinden oluşmaktadır. Bu mahalleler kuruluşu yönünden topoğrafya özellikleri dikkate alındığında düzlüklerde kurulmuştur. Bu nedenle düzlüklerde kurulmuş köy grubuna girmektedir. Bilindiği gibi düzlüklerde kurulmuş köylerin ekonomisi tarıma dayalıdır. Tarımsal ve ekonomik fonksiyonuna göre Işıklı Köyü’nün geçim kaynağı daha çok ekip biçmeye dayalı olup az da olsa hayvancılık ve sebzecilik yapılmaktadır.

Beş mahalleden oluşmuş köyde mahalledeki yerleşme üniteleri birbirinden belli oranda uzaklıkta yapılmıştır. Köydeki ev ve eklentilerin birbirine yakın değildir. Bu yerleşme tipinde meskenler birbirinden uzaktır ve araziye serpilmiştir. Bu nedenlerden dolayı Işıklı Köyü’nün dağınık dokulu köy sınıfına dahil edebiliriz.

Işıklı Köyü’nün fizyolojik görünümünde insan eseri bir plan söz konusu değildir. Köydeki Kabasakal, Aydınlılar, Karınca, Çolaklar ve Toklular mahalleri birbirinden 1-2 km uzakta dağınık bir şekilde kurulmuştur. Bu durumda doğal ve beşeri faktörler etkili olmuştur. Köyde nüfusun en fazla olan Kabasakal Mahallesi merkez mahalle seçilmiş olup muhtarlıkta bu mahallede bulunmaktadır. Diğer yerleşim yerleri merkez mahallenin uzağında kurulmuştur. Bu özelliklerinden dolayı Işıklı Köyü’nü mahalle tipli köy gurubuna  dahil edebiliriz.





2-B.3. KÖY KONUTLARI


Köy yerleşme şekillerinin oluşmasında rol oynayan çoğrafi faktörler, konutların üzerinde de etkili olmuş ve onların çevre şartlarını yansıtan bazı özellikler kazanmalarına yol açmışlardır.  Kır konutları zaten genel olarak çevrenin etkilerini yansıtan yapılar olarak bilinir.[21]Bununla birlikte konutların şekil ve özellikleri, insanların faaliyetlerine kültürüne sosyo-ekonomik şartları ile istek ve ihtiyaçlarına göre de değişebilmektedir.  Bu nedenle konutlar her şeyden önce, doğal çevre şartları ile insan ve faaliyetlerinin bir eseri olarak kabul edilmektedir.[22]Gerçekten de köydeki köydeki konutların incelenmesiyle yöredeki doğal ve beşeri şartlar hakkında fikir sahibi olunabilmektedir.[23] 

Doğal çevre şartlarının konutlar üzerindeki etkileri iki grupta toplanabilir.  Bunlardan ilki, çoğrafi ortamın sağlayabildiği, doğal yapı gereçlerinin konutların inşasında kullanılması diğeri de konutların inşaa şekli ve çeşitli eklentilerinin düzenlenme biçimidir.[24]

Doğal çevreden elde edilen yapı gereçlerinin kısmen ya da tamamen, konut yapımında kullanılmış olması çevrenin konutlar üzerindeki etkisinin dikkat çekici bir örneğini oluşturur. Yörede çeşitli kesimlerden elde edilen taşların kullanılmasıyla ortaya çıkan ve kendine özgü şekilleri ile yapı tarzları olan meskenlerde bulunmaktadır.  Bu tip meskenler çok azdır.  Yapı malzemesi olarak kullanılan taşlar genellikle andezit ve kalker gibi işlenmesi kolay olan taşlardan oluşmaktadır.  Çoğunlukla taştan yapılan evler eski konutlardır.  Taş gereçli konutların kapı, pencere çatı kısımlarında tamamen ahşap malzeme kullanılmıştır.

Araştırma sahasındaki  ailelerin gelir düzeyleri ve kültürel seviyelerinin giderek yükselmesi, kullanılan yapı malzemesi ve inşaa tekniğinde de gelişmelere neden olmaktadır.  Çeşitli yerlerden ve ilçelerden elde edilen konutların yapımında kullanılan biriket, tuğla, demir, çimento vb yapı malzemeleri konutların  malzeme bakımından çevreye olan bağımlılığını oldukça azaltmıştır. Bütün bunların sonucunda köyde betonarme evlerin inşasında hızlı sayılabilecek bir sürece girilmiştir. Günümüzde yapılan yeni konutların hepsi betonarme karakterlidir. Köyde yer alan 147 konuttan, 138’i betonarmedir. Çok az bir bölümünün çatısı vardır. Genellikle evlerin damı betondur. Yaz aylarında dama yapılan çardakta yatılmaktadır.

Konutlardaki çağdaşlaşma eğilimleri sadece yapı gereçlerinde olmamıştır. Modern konutlarda bir taraftan ahır, kümes, samanlık gibi eklentiler konutlardan ayrılmış ve uzaklaşmış, diğer taraftan tuvalet, salon ve odaların yanında özellikle, mutfak ve banyo gibi bölümler yer almaya başlamıştır.

Araştırma sahamda yer alan konutların hemen hemen hepsinin çatısı yoktur. Pencereleri geniş yapılmıştır. Eski konutlardan bazıları iki katlıdır. Bunların birinci katı, depo ve odunluk olarak kullanılmaktadır. Hayvanlarını yetiştirdikleri, ağıl adını verdikleri ahırlar evin 50-150 m uzağındadır. Ahırın başlıca bölümlerini yemlik, buzağılık, bazen kuzuluk ve gübrelikler oluşturur. Gübrelik ahırın dışında üstü açık olan bir bölümdür. Ahırda günlük olarak biriken hayvan atıkları gübreliklere atılır. Buradan da tarlalara taşınır.

Eski meskenlerde dışarıda yer alan merdivenle doğrudan salon bölümüne girilir. Evlerde banyolar mutfağa yakındır. Tuvalet dışarıda yer almaktadır. İçerisinde ocaklığın bulunduğu oda mutfak odası olarak düzenlenmiştir. Oturma odası olarak ta kullanılmaktadır. Yüklük (yatak konulan yer), sedir (oturma yerleri), dolap ve raf gibi unsurları bulunan diğer odalar yatak odası ve misafir odası olarak değerlendirilmektedir. (Şekil 2.3)

            Eski konutlarda olduğu gibi modern konutlarda da çatı yoktur. Günümüzde yöredeki konutlar sosyo-ekonomik  gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan yeni şartlar ile istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda değişime, çağdaşlaşma tirendine girmişlerdir. Modernleşmeye bağlı olarak meskenlerin merdiven daireleri evin içinde üstü kapalı olarak yer almakta günümüz şartlarına uygun bir şekilde tuvalet evin içersinde, merdiven girişine yakın bir yerde bulunmaktadır. Ayrıca meskenlerde oda sayısı yatak odası, misafir odası, oturma odası, çocuk odası gibi çeşitlenmiştir. Meskenlerin birinci katı ambar ve garaj olarak kullanılmaktadır. Ayrıca çeşitli eşyaların ve odunların konulduğu ayrı bir depoları da bulunmaktadır.(Şekil 2.4.)

            Evlerin pencere ve kapıları günümüzdeki teknolojik gelişmelere bağlı olarak, demir, aliminyum ve plastik malzemelerden yapılmaktadır. Meskenlerde kullanılan yapı malzemeleri coğrafi çevrenin etkilerden uzaklaşmıştır. Coğrafi çevrenin aşırı soğuk olmamasından dolayı meskenlerin çatısı yoktur ve pencereler daha geniş yapılmıştır.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder