EKONOMİ



3.BÖLÜM


EKONOMİK COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ



3.A TARIM


            Türkiye, ekonomisinde tarımın önemli yer tuttuğu bir ülkedir. Nüfusunun büyük bir kısmı (2/3) tarım işlerinde çalışır. Ayrıca Türkiye ihracatının ¾ ‘ünü tarım ürünleri oluşturur. Kozan’da da tarım ilçe ekonomisinin temelini oluşturduğu gibi Işıklı Köyünde de tarım köy ekonomisinin temelidir. Kozan ve çevresinin doğal koşulları ziraat için elverişli bir ortam oluşturmuş, 1973 yılında inşa edilen Kozan Çayı üzerindeki Kozan barajı sayesinde sulama imkanlarının artması, verimi ve yetiştirme alanlarını arttırmıştır. Köyde ayrıca Delicay’ın suyundan da sulamada da yararlanılmaktadır. Bu derecelerin önüne, bentler ( set ) yapılması yoluyla yada moto-pomp yoluyla akarsuların yönü değiştirilerek yararlanılmaktadır. Yazın çok az su akar, tamamı tarım alanlarında kullanılır. Ayrıca sulama işlerinde taban suyundan da yararlanılır. Çakma ve pompa adı verilen kuyulardan traktörler ve dinamolar vasıtasıyla toprak yüzeyine çıkarılan sudan, hem içme hem de sulama  amacıyla yararlanılmaktadır.

            Köyde sulu tarım arazisinin toplamı 11 bin dekardır. En başta, narenciye olmak üzere diğer meyveler ve sebzeler, tahıl,  mısır, soya fasulyesi ve son zamanlarda yok denilecek kadar ekimi azalan pamuk tarımı bu arazi içinde yapılır. Dere kenarlarında ki alanlar, baraj suyunun ulaştığı (Kan aletler vasıtasıyla) yerler, çakma, pompa ile yüzeye çıkarılarak faydalanılan sahalar sulu arazi içinde kabul edilir. Köyün can damarı olan yerler, bu sulu alanlardır. Kuru arazi toplam 900 dekardır. Bu arazilerden Buğday, susam, arpa, yulaf, incir, bağ ve zeytin tarımı yapılarak yararlanılmaktadır.[25]

            Her ne kadar makinalaşmanın yaygın olmasına rağmen, tarımda işgücü olarak insana olan ihtiyaç devam etmektedir ve dışardan mevsimlik olarak işgücü alınmaktadır.

            Ziraatta ilaçlama verimi arttırmada önemli bir rol oynar. İlaçlama için çeşitli yöntemler uygulanır. Gübre kullanımı arazinin isteğine göre değişmektedir. En fazla rağbet gören gübreler, Amonyum, Sülfat, Amonyum nitrat, Üre, Kompoze ikili, Triples F, Di, Amonyum Fosfattır.

            Gübreleme ve ilaçlama yaygın olarak yapılmakta olup, verimi arttırmakta, zararlılara karşı ünü korumaktadır. Fakat son ekonomik krizle çiftçiyi ilaç alamaz gübre atamaz hale getirmiştir. Tarımda düzenlemeler yapılaması gerekmektedir.

            Köyde sulu tarım düzenli olarak yapılmaktadır. Sulanılabilen arazilerin artmasıyla ikinci ürün ekimleri de yaygınlaşmıştır. İkinci ürün sahalarının artması da hastalık ve zararlıların artmasına neden olmuştur. Bu da  çok mücadeleye ve maliyetin artmasına neden olmaktadır. Köyde toplu mücadelenin yapılmayışı, ilaçlamada yeteri kadar bilgi sahibi olmamaları ve çiftçinin ekonomik durumunun yeterli olmayışı nedeniyle yapılan basit ilaçlamalarla başarı oranı istenilen düzeyde olmamaktadır. Çiftçi istenilen zamanda yeterli ilaç ve aleti bulamamaktadır. Dolayısıyla mücadele de kesin başarı alınamamaktadır. Dengesiz gübreleme, düzensiz sulama ve bilinçsiz ilaçlama tabiatın dengesini bozmaktadır. Gübrenin bilinçsiz kullanımı toprakların çoraklaşmasına neden olmakta ve verim artışına faydası bulunmamaktadır. Zamansız ve yersiz zirai ilaçların kullanılması da tabiatın dengesini bozmaktadır. Bu zararlı böceklerle birlikte yararlı böceklerin ölmesine neden olmaktadır.  Buda etkili mücadelenin yapılamasını olumsuz etkilemektedir.

            Çiftçilere çeşitli konularda yardımcı olan ve tarımın gelişmesi için çalışan kuruluşlar vardır. Bunların başında T.C.Ziraat Bankası, Çukobirlik, Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Odası gelir. Bu kuruluşlardan çiftçilerin ne kadarı ne derece yararlandığı gerçekten bir bilmecedir.  Örneğin kredi kullanımında tarlası olamayan, kirayla tarla işleyen çiftçi köylüler yararlanamamaktadır.

            Tarımsal faaliyetlerde endüstrileşmeye bağlı olarak modern makineler kullanılmaktadır. Çok pahalı olması nedeniyle küçük çiftçilerin gücü yetmemektedir.Tarımsal faaliyetlerde kullanılan başlıca tarım araç ve gereçleri; traktör, kültivatör, kimyevi gübre dağıtıcısı, havalı mibzer, goblen, köten, ilaç atma makinesi, tava makinesi, römork gibi pek çok tarım araç ve gereçleri kullanılmaktadır. Işıklı Köyü ve çevresinin gerek iklim gerekse yeryüzü şartlarının düzlüğü vb. nedenlerden dolayı çok çeşitli ürünler yetiştirilmektedir. Alüvyal arazinin yaygınlığı da verimin yüksek olmasında kuşkusuz katkısı fazladır.

            1999 yılı sonuçlarına göre toplam kültür arazisi 11.900 dekardır. Bunu kuru arazi toplamı 900 dekar, sulu arazi toplamı 11.000 dekar, çayır ve mera 1000 dekar, tarım dışı alan 1.100 dekar, ormanlık alan 900 dekardır. (Tablo 3.1.), (Şekil 3.1.)



Tablo:3.1. Işıklı Köyündeki Arazilerin Yararlanma Bakımından Bölünüşü



Yararlanma şekli
Yüzölçümü (da)
Oranı (%)
Ekili Dikili alanları
11.900
80%
Tarım dışı alanları
1.100
7%
Çayır mera alanları
1.000
7%
Ormanlık alanları
900
6%

TOPLAM

14.900
100%

Kaynak : Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Verilerinden (1999)



Şekil:3.1 Işıklı Köyündeki Arazilerin Yararlanma Bakımından Bölünüşü


           Ekili-dikili içerisinde en geniş yeri narenciye bahçeleri kaplar. Ondan sonra sebzecilik ve tarla ürünleri gelir.(Foto 3.1.)Bu elverişli şartlarda narenciyenin her türlüsü şeftali, buğday, mısır, soya fasulyesi, pamuk, lahana, ıspanak, turp, karpuz, kavun, yerfıstığı vb. her türlü sebze ve meyve yetiştirilir. (Tablo 3.2.), (Şekil 3.2.)




Tablo:3.2. Işıklı Köyündeki Ekili Dikili Alanların Yararlanma Bakımından Bölünüşü



YARARLANMA ŞEKLİ
EKİLİŞ (da)
ORANI (%)
Bağ ve Bahçelik Alanlar
6.938
59%
Tahıl Tarım Alanları
2.500
21%
Endüstri Bitkileri
2.100
18%
Sebzelikleri
160
1%
Nadas Alanları
150
1%
Diğerleri
52
0%
TOPLAM
11.900
100%


Kaynak : Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile İlçe Tarım Müdürlüklerinin  Verilerinden (1999)




 


Şekil 3.2. : Işıklı Köyündeki Ekili Dikili Alanların Yararlanma Bakımından Bölünüşü





           11.900 dekar olan Ekili-Dikili alanın yararlanma şekline baktığımızda 6.338 dekarla en fazla, bunu 2500 dekarla tahıl tarımı, 3600 dekarla sanayi bitkileri (1500 dekarı ikinci ürün ekimi), 160 dekarla sebzelikler, 150 dekarla nadas alanları izler.Köyde yetişen bu ürünlere sıra ile değinmek uygun olacaktır.





3.A.1.Bağ ve Bahçe Tarımı


Bağ ve bahçeler başlığı altında ele aldığımız ürünlerin en önemlisi turunçgillerdir.Turunçgiller içerisinde en önemlisi ve en fazla üretileni portakaldır. Belli başlı portakal cinsleri; yerli, yafa, misket, şeker, greyfurt, vaşington ve valensa’dır. Limon türleri ise; aydın, lemas, enterdonat ve kütlü dikendir. Mandalina türleri ise rize, şeker, ve israil’dir.Portakallardan en fazla vaşington, mandalinalardan ise şeker cinsi üretilir(Fotoğraf 3.1). Verimlilik yönünden bu cinsler oldukça yüksektir. Narenciye bahçelerinin meyveleri olgunlaştıktan sonra ilçedeki komisyoncu tüccarlara satılır.Bunlardan dışardan gelen, yani çevre il ve ilçelerden gelen tüccarlara ihtiyaçları kadar pazarlar.Toplamada ilçenin işçileri kullanılır. Narenciye bahçelerinde yılda 6-8 defa sulama yapılır. Çiçeklenme ve meyvenin olgunlaşma döneminde sürek yapılmaz.              

Diğer zamanlarda bahçe otlandıktan sonra sürülür.Bu da yılda 4-5 defa yapılır. Bahçenin ilaçlaması zararlılara göre belirlenir ve 2-3 defa ilaçlama yapılır. Bunlardan bir tanesi meyveler büyüdükten sonra yapılan pas olmaması için yapılan ilaçlamadır. Her sene mutlaka yapılır. İki yılda bir budama işlemi yapılırsa iyi olur. Yıllık gübre adı verilen çiftlik gübresi bahçeye atılırsa meyveler daha iri ve görkemli olur.

İlçenin narenciye üretilen ender köylerinden biri olan Işıklı Köyünde bu işin tarımı ile uğraşan 206 tane çiftçi vardır. Köyde 6950 dekar narenciye bahçesi bulunur. Baraj suyunun ovanın bir çok yerine ulaşması ve teknolojiye bağlı olarak çakma ve pompa adı verilen kuyuların çoğalması ile bir çok ürünün aleyhine narenciye bahçeleri genişlemiştir. Bundan 20 yıla kadar, köy sınırlarında narenciye bahçesi olmayan arazi kalmayacak duruma gelecektir. 1999 yılı İlçe Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre narenciye ekim alanları şöyledir.(Tablo 3.3.), (Şekil 3.3.)

 


 


 


Tablo:3.3. Işıklı Köyündeki Narenciye Ekim Alanların Cinslere Göre Dağılışı (1999)



NARENCİYE
CİNSLERİ
EKİLİŞ (da)
BİR AĞACIN
VERİMİ (kg)
ORANI (%)
Portakal
5.980
90
85%
Limon
545
75
8%
Mandalina
443
70
6%
Greyfurt
70
60
1%
TOPLAM
7.038
295
100%


Kaynak : D.İ.E Verilerinden Hazırlanmıştır.(1999)


Şekil: 3.3. Işıklı Köyündeki Narenciye Ekim Alanların Cinslere Göre Dağılışı (1999)



               İlçede bir tane soğuk hava paketleme deposu vardır. Burada portakallar yıkanır, kurutulur, mumlanır, kağıtlara sarılır ve paketlere konulur. Bu işlem yapıldığında daha dayanıklı olur ve 6 ay yaşayabilir. Dışarıdan gelen isteklere göre gerektiği kadar pazarlanır. Köyler bu konuda bilinçsiz olmaları ve maliyetinin yüksek olması nedeni ile paketleme yapamamaktadır. Yeteri kadar bu yöntemden yararlanamamaktadır. Yeni işleme tesisleri ve kollarının kurulması gerekmektedir.



               3.A.2. Tahıl Tarımı



               Tahıl Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tuttuğu kadar, köyün ekonomisinde de önemli bir konuma sahiptir.Tahıl köy ekonomisinde narenciyeden sonra ikinci sırada yer alır. Toprakta çimlenen buğday tanesinin olgunlaşabilmesi için toplam gerekli olan sıcaklık 2400 derece civarındadır. Akdeniz iklimlerinde bu 5-6 ayda sağlanabilmektedir. Bu nedenle daha erken olgunlaşmaktadır.Köy ve çevresindeki buğdaylarda diğer çevre ve köylerden  1-2 hafta daha erken olgunlaşıp ,erken hasat edilmektedir.Yaz yağışlarının fazla olduğu yerlerde ,başaktaki buğday tanelerinin bir kısmı çürür .Yaz yağışları az olan bölgelerimiz da buğday önemli bir ürünüdür.Çeşitli zengin mineralleri içinde bulunduran taşınmış topraklar buğday ziraatinde en elverişli alanlardır.Bu toprakların elverişli olmasının nedeni mineral ve azot bakımından zengin oluşuna ve yine kalın ,yumuşak ve su tutma kabiliyetinin yüksek olmasına bağlıdır.Buna bağlı olarak köyde narenciye tarımının yapılmadığı alüvyal arazilerde yüksek verimle yetiştirilir .Fakat her geçen yıl köyde buğday ekim alanları azalma göstermektedir. Nedeni ise daha verimli ,daha karlı ürünlerin (narenciye) ekilmesidir.Yağışın az olduğu yıllarda buğday verimden düşmektedir. Verimde düşüşler olmasında etkili olan diğer faktörler ise yeterli gübre kullanılmaması tohumlar ıslah edilmemiş olması buğday fiyatlarının harcanan emek ve sermayeyi karşılayamamasıdır.Köyde 1999 yılı İlçe Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre 2500 dekarlık alanda buğday tarımı yapılmaktadır,buğdayı daha karlı gördükleri için arpa ve yulaf gibi tahıl ürünleri tercih edilmemektedir.yağışın çok yetersiz olduğu yıllarda buğday tarlaları sulanarak buğdayın nem ihtiyacı karşılanır.Buğday hasadı gerçekleştirildikten sonra ikinci ürün olarak soya fasulyesi tarımı yapılmaktadır.Ekilen belli başlı buğday cinsleri Orsa,Sera,82 Meksika, Kara kılcık Çifte ikiz, Ata 81 vb. dır özellikle ,Orsa ve Sera 82 ‘nin dekar başına verimi diğerlerine nazaran  fazla olduğu için tercih edilir.Buğday tarımında suni gübre kullanılmakta, buna bağlı olarak daha fazla verim alınmaktadır.

               Üretilen buğday Kozan merkezde bulunan Toprak Mahsulleri Ofisinde veya toprak mahsullerinin alım ve satımıyla uğraşan tüccarlara satılmaktadır.




               3.A.3. Endüstri Bitkileri Tarımı


              

               Işıklı köyünde geliştirilen belli başlı endüstri bitkileri ,mısır , pamuk ,soya fasulyesi ,zeytindir , köyün 3600 dekar endüstri bitkileri tarım alanında ,2500 dekarı mısır,540 dekarı pamuk,520 dekarı soya fasulyesinde 50 dekarı zeytin tarımı alır. (Tablo 3.4.),(Şekil 3.4.)



Tablo:3.4. Işıklı Köyündeki Endüstri Bitkileri Ekim Alanının Türlere Göre Dağılışı


( 1999 )


Endüstri Bitkileri Türleri
EKİLİŞ (da)
Bir dekara verimi ortalama (kg)
ORANI (%)
Mısır
2.500
800
 %70
Pamuk
540
350
 %15
Soya Fasulyesi
510
450
 %14
Zeytin
50
400
 %1
Toplam
3600
2000
 %100

Kaynak : D.İ.E Verilerinden Hazırlanmıştır.(1999)





Şekil.3.4. Işıklı Köyündeki Endüstri Bitkileri Ekim Alanın Türler Göre Dağılışı.




               3.A.3.a Mısır

              

               Yaz döneminde yağış alan veya sulama yapılan sahalarda yetiştirilmektedir .mısırın yetişmesi için en uygun iklim , yaz yağışlarının olduğu Karadeniz’in kıyı bölümüdür .Son yıllarda mısır bitkisi devletin teşviki sonucu ,buğdaydan sonra ikinci ürün olarak yağ ve hayvan yemi üretmek amacıyla Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir.Bu bitkinin tarımı Akdeniz Bölgesi ekonomisinde olduğu gibi Işıklı Köyü ve çevresinde de büyük bir öneme sahip olmuştur. (Foto 3.2)

               Buğdaya nazaran yetişme dönemi daha uzundur.Besin maddeleri yönünden daha zengin topraklarda daha verimli olmaktadır.Akdeniz bölgesinde olduğu gibi köy ve çevresinde mısır bitkisi pamuk tarımının yerini almıştır.Bunun nedenleri ise buğdaydan sonra ikinci ürün olarak ekilmesi ,dekar başına sağladığı gelirin yüksek olması ,tarımının ve hasatının pamuk tarımına göre daha kolay olmasıdır.

               Bu bitki türü yetişme döneminde bol nem ister.Akdeniz  iklim bölgeleri yetişme şartları bakımından sıcaklık haricinde nem bakımından yetersizdir.Köyde mısır bitkisinin nem ihtiyacı sulama yoluyla karşılanmaktadır.Modern teknoloji ile mibzerlerle sıra halinde ekilir.Haziran aylarının başında buğday hasatından sonraki ilk yağmurda ekilir ve 6-7 gün içerisinde çimlenerek yüzeye çıkar.Mısırlar belli bir dönem büyüdükten sonra mısır tarlası tavalar halinde bölünür.Bu bitkinin sulaması tavalara su salınması ile olur,gübrelemesi ve ilaçlaması yapılır,yetişme evresi boyunca 6-7 defa sulanır.Eylül ayının sonlarında olgunlaştıktan sonra sulama işlemi kesilir.kurumaya bırakılır .Ekim – Kasım ayları içinde 14-16 C kuruyunca hasatı yapılır.Hasatı biçerdöverler tarafından gerçekleştirilir .Mısır iğce kurumadan (nemli) biçilirse çürüme yapar.Eğer derecesi (nemi) yüksekse mısır kurutma tesislerinde işlenir ve kurutulur .Hasatı yapılan mısırlar ,toprak mahsulleri ofisine veya bu işle uğraşan tüccarlara satılır.Köyde 1999 yılında 2500 dekar ekimi yapılmıştır,dekara 600 – 900 kg arasında gübre atılır ve dekar başına 700-1200 kg arasında verim alınır.



               3.A.3.b Pamuk


               Akdeniz iklim bölgelerinde yetiştirilen pamuk,köyün diğer önemli bir tarım ürünüdür.Pamuk tarımının sulu olanı yapılmaktadır.1986 yılında 2000 dekar dolayında tarımı yapılırken 1999 yılında 540 dekara düşmüştür.Bunun belli başlı nedenleri ,üretim maliyetine yüksek olması ,toplama işleminde işgücüne duyulan aşırı ihtiyaç ve bunun  karşılanamaması ayrıca daha az zahmetli olan mısır ve soya fasulyesi gibi biçerdöverle toplanan bitkilerinin tercih edilmesidir.

               Köyde tarımı yapılan belli başlı pamuk türleri , deltapayn, akalın, hibrit, ata87...vb. ‘dir. Kuru pamuk tarımının yapılmadığı köyde 200 – 400 kg arası verim alınır.Kurusu yapılırsa verim 50-100 kg arasına  düşer .Köy ve çevresinde etkin bir şekilde mücadelesi yapılan pamuk hastalık ve zararları vardır.Bunlar fide ve kök çürümesi,yaprak leke hastalığı,kırmızı örümcek,beyaz sinek,yaprak biti  ve yaprak piresi vb. hastalık ve zararlarıdır.

               Üretilen pamuk yağmurlar başlamadan toplanması gerekmektedir .Yağmurdan önce toplanmayan pamukta kalite düşer ve dolayısıyla fiyata yansır. Bu durum pamuğun hızlı ve çabuk bir şekilde hasadının yapılmasını gerektirir.Bu da bir şekilde insan gücüne ihtiyaç duyulmasına sebep olmaktadır.Pamuğunu toplatamayan ve zarar eden çiftçiler başka alanlara yönelmişlerdir.bu nedenle pamuk ekimi azalmıştır.Pamuğun hasadında insan gücüne olan ihtiyaç teknoloji ile ortadan kaldırılırsa tekrar ekiminde canlanma gözlenebilir.Hasat edilen pamuk Çukobirlik’e pamuk alım ve satımı ile uğraşan tüccarlara ,cırcır ve prese fabrikalarına verilmektedir.



               3.A.3.c Soya fasulyesi


               Köy ve çevresinde yetiştirilen diğer bir endüstri bitkisi ise soya fasulyesidir ,mısır gibi buğday tarımından sonra ikinci ürün olarak ta ekilir.Sulama yoluyla nem ihtiyacı karşılanır.Hasatının kolay olması nedeniyle pamuğun yerine mısır gibi soya fasulyesine de rağbet edilmiştir , fakat mısır tarımı kadar yaygın değildir .Köyde 1999 yılında 510 dekar alanda tarımı yapılmıştır .Dekar başına 400-500 kg verim sağlanmaktadır .Bu ürün dekar başına sağladığı karın fazla olması nedeniyle rağbet görmektedir.



               3.A.3.d Zeytin


               Endüstri bitkilerinden bir diğeridir.Bilindiği gibi Akdeniz iklim şartlarının hüküm sürdüğü yerlerde yetişir .Köy ve çevresinde zeytin bitkisinin aradığı tüm şartlar mevcuttur ama ;yoğun bir şekilde tarımı yapılmamaktadır.Son birkaç yılda Tarım ve Köy İşleri Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği faaliyetlerde zeytin fideleri ucuz bir şekilde yetiştiricilere satılmaktadır.Bu fideler 4-5 yıl içerisinde azda olsa ürün vermeye başlamaktadır köylünün ticari bir amaç gütmemesi ve daha karlı ürünlere rağbet etmesi gibi nedenlerle zeytin tarımı fazla gelişmemiştir.Bir kg zeytinden % 25-30 oranında yağ elde edilir ve zeytinine göre bu oran değişir. Köyde 1999 yılında 50 dekar alanda tarımı yapılmaktadır. Başlıca yağ zeytini türleri kilis, sarı kulak, edremit olup ayrıca salamuralık zeytinde üretilir.



               3.A.4 Sebzecilik Tarımı


               Araştırma_sahanda 1999 yılında 160 dekarlık alanda sebze tarımının hemen her türlüsü yapılamaktadır. En fazla yetiştirilen sebze türleri domates, patlıcan, kabak, biber, lahana, marul, ıspanak, pırasa, taze bakla, turp ve maydanoz vb.dir.

               Yetiştirilen sebzeler köy halkının ihtiyacını karşıladığı gibi çevre il ve ilçelerde pazarlanır. Sebzeler daha çok fidan içine ekilir. (Foto 3.3) özellikle lahana, patlıcan ve marul türlerinin tarımı diğerlerine oranla fazla yapılır. Gün geçtikçe sebzecili tarımı da diğer bazı tarımsal faaliyetler gibi ticari amacından çıkarak köy halkının ihtiyacı karşılamaya yönelik yapılmaktadır.



               3.A.5. Tarımı Yapılan Diğer Ürünler

              

               Köy ve çevresi her türlü meyvenin yetiştirilmesi bakımından şartları elverişlidir. Tarımı yapılan diğer ürünler, yeni dünya, hurma, incir, elma, erik, şeftali, nar, armut vb.dir. Bu meyveler ticari bir amaçtan ziyade halkın ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılır.

               Ayrıca sebze yada meyve tarımına dahil edemediğim karpuz tarımı da yapılmaktadır. Dekar olarak ekimi yıldan yıla değişmektedir. Bunun nedeni karpuz fiyatlarındaki dalgalanma ve çiftçinin zarar etmesidir. Karpuz tarımında daha çok sera ekimi yapılır ve çok külfetlidir. Üretilen karpuzlar çevre illere pazarlanır. Belli başlı ekilen karpuz cinsleri cukunam, halep karası, vasington, küçük çekirdek, hibrit alası, poener vb.dir. Özellikle Kırmızı Akdeniz toprağında daha iyi olmaktadır.  Karpuz ekimi yapılan araziye tekrar karpuz ekmek için beş yıl geçmelidir. Aksi durumda verimli olamamaktadır. Yağmurlama sistemiyle sulanmaktadır. Bu sistem karpuzun çürümesini engellemektedir.



               3.B. HAYVANCILIK


               Araştırma saham ve çevresinde hayvancılık faaliyeti çok gelişmemektedir. Fakat yine de her tür hayvan bulunmaktadır.



               3.B.1. Büyük Baş Hayvancılık


               Köyde büyük baş hayvancılık faaliyeti, ticari bir amaçtan ziyade ihtiyaç karşılamaya yönelik olarak yapılmaktadır. Bu faaliyetin ticari bir amacının olmamasının temel nedeni ise mera alanlarının çok az olması ve yoğun tarım faaliyetlerinin yapılmasıdır. Yaz aylarında da ikinci ürün ekiminden dolayı boş tarım alanlarının olmaması da hayvancılığı olumsuz etkilemektedir.(Foto 3.4). Hayvancılığın gelişmesi için ağır hayvancılığına geçilmesi gerekmektedir. Bu işle uğraşan iki çiftlik vardır ama bilinçsiz bir şekilde yapılmaktadır. Köyde en fazla yetiştirilen sığır türleri yerli ve yabancı olmak üzere iki kısımdır. Sayı bakımından Hostayn Melezi en fazla olup bunu Hostayn, yerliden ise Kilis sığırı izler. Köyde 1999 yılında 352 tane sığır bulunmakta bu sığırlardan 185’i Hostayn melezi 87’si Hostayn, 80’i yerli ırk (Kilis sığırı)’dır. Hostayn türünü çiftliklerde ve maddi durumu iyi olan aileler besler. Bu sığır türü 25 kğ. Süt vermektedir. Yerli sığır türünde bu 3-10 kg. arasında, melez sığır türünde ise 5-10 kg.arasındadır. Ortalama köyde hane başına 2 inek düşmektedir.Hemen her ailenin sütü için beslediği bir sığırı vardır. Köy ve çevresindeki hayvanların yem ihtiyacı ilçedeki yem fabrikası ve yemci tüccarlar tarafından karşılanmaktadır. Kullanılan yem türleri saman,kepek,küspe,arpa,arpa kırması,besi yemi ve süt yemidir.Bazı hastalıklar ise çeşitli dönemlerde çıkmaktadır.Bu hastalıkların önlemleri ilçedeki veterinerler tarafından alınmaktadır.Köyde ayrıca hayvan türlerinden beş tane at,sekiz tane eşek vardır.



              

               3.B.2.Küçükbaş Hayvancılık


               Araştırma sahamda küçükbaş hayvancılık faaliyeti,büyükbaş hayvancılığa göre daha fazla yapılmaktadır.1999 yılında yaptığım anketler sonucunda 1500 tane koyun beslenmektedir.Koyun cinsleri arasında en fazla Akkaraman, halk dilinde gıcık üretilir.Koyunculuk faaliyeti ile uğraşan altı aile vardır.Koyunculukla uğraşan bu aileler kış aylarını köy çevresindeki mera alanlarında (tepelik alanlar) ve boş tarım arazilerinde hayvanlarını otlatarak geçirirler(Foto 3.5). Yaz gelince hayvanı çok olan aileler haziran ayının sonlarına doğru yaylaya (Toroslar’a) çıkarlar,eylül-ekim aylarında köye geri dönerler.Hayvanı az olanlar yaylaya gitmezler, tarla bozumlarında hayvanlarını otlatırlar. Hayvancılıkla uğraşan köylüler koyunun etinden,sütünden,yününden yararlanırlar.

               Daha çok ticari bir değere sahip olup gelir sağlamak amacıyla yapılır.Koyunların yününü ve sütünü yayladayken, Kayseri ve Develi’deki tüccarlara satarlar.Köyde küçük baş hayvancılık faaliyetinde son yıllarda azalma olmuştur.Bunun nedeni ise meraların azalması, yoğun tarım faaliyetleri,hayvan yem fiyatlarının yüksek olması, yetiştirilen hayvanların ve hayvan ürünlerinin ucuza satılmasıdır.



               3.B.3.Kümes Hayvancılığı ve Arıcılık


               Araştırma sahamda 1999 yılında yaptığım anketler sonucunda 2940 tane tavuk beslenmektedir.Köyde kümes hayvancılığı ticari olmayıp ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir.

               Köyde arıcılık faaliyeti ile uğraşan aile yoktur.Fakat bahar mevsiminde portakalların çiçek açtığı dönemde arıcılıkla uğraşan kişiler köy ve çevresine göç etmektedirler. Bu dönemde portakalların çiçeklerinden yararlanmaktadırlar. Baharın sona erdiği çiçeklerin kuruduğu dönemde, yaylacılık faaliyetine bağlı olarak iklim olarak uygun başka yerlere göç ederler.



               3.C. ULAŞIM


               Çukurova bölgesinin kuzey kesiminde Toros dağlarının güneyinde yer alan Kozan ana ulaşım ağlarının kuytusunda kalmıştır. Kozan’a 3 km. uzaklıkta olan “Işıklı Köyü”nün doğusunda Kadirli yolu, batısında Adana yolu yer almaktadır. Kozan ilçesi 815 numaralı devlet karayolu ile İl Merkezi Adana’ya, 817 numaralı devlet karayolu ile Ceyhan’a ve E-5 karayoluna bağlanmaktadır. Daha kuzeydeki Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli gibi yerleşme merkezleri ise Kozan ilçesi üzerinden Adana’ya bağlanmaktadır. Köy bu yollardan, 815 numaralı devlet karayoluna 1 km kadar uzakta, 817 numaralı devlet karayoluna 1,5 km kadar uzaklıkta stabilize bir yolla bağlanmaktadır.

               Işıklı Köyünün çevre il ve ilçelere uzaklığına bakarsak


               Işıklı            -           Kozan               3 km.,

               Işıklı            -           Adana             68 km.,

               Işıklı            -           Ceyhan           58 km.,

               Işıklı            -           Kadirli            33 km.,

               Işıklı            -           Feke                54 km.’dir.


               Köydeki mevcut araç sayısını irdeleyecek olursak toplam 269 araç bulunmaktadır. Bunlardan tarım faaliyetinin çok bağlı olmasına bağlı olarak en fazla olanı traktörlerdir.

               Köydeki araçların tür olarak dağılışı ise şöyledir.

               Traktör         138,

               Otomobil     125,

               






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder